Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşamak veya çalışmak isteyen herkesin aklındaki ilk sorulardan biri şudur: “Amerika’da asgari ücret ne kadar?”
Bu soru yalnızca maaş düzeyini değil, aynı zamanda yaşam maliyetini, eyaletler arası gelir farklarını ve göçmenlerin istihdam planlarını da doğrudan etkiler.
Bu yazıda, 2025 itibarıyla Amerika’daki asgari ücret sistemini, eyaletlere göre farklılıklarını, ekonomik etkilerini ve göçmen çalışanlar açısından taşıdığı sonuçları ele alacağım.
Amerika’da Asgari Ücret Sistemi Nasıl İşler?
ABD’de asgari ücret konusu göründüğünden daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Çünkü ülkede tek bir ulusal maaş standardı yoktur. Her eyaletin, hatta bazı şehirlerin kendi ücret düzenlemesi bulunur. Bu farklılık, işverenlerin maliyet yapısını ve çalışanların kazanç düzeyini tamamen değiştirebilir.
Amerika’da asgari ücret, Federal Hükûmet tarafından belirlenen temel taban ücret üzerinden şekillenir. 2009 yılından beri federal düzeyde sabit olan bu ücret, 2025 yılı itibarıyla saat başına 7,25 dolar seviyesindedir. Ancak bu, çoğu çalışanın 7,25 dolar kazandığı anlamına gelmez.
Eyaletler ve bazı büyük şehirler kendi ekonomik koşullarına göre daha yüksek oranlar belirleyebilir. Örneğin bu oran;
- Kaliforniya’da saatlik ücret 16 dolar,
- Washington’da 16,3 dolar,
- New York City’de 16,5 dolar civarındadır.
Bu fark, ABD’nin federal yapısından kaynaklanır. Yani merkezi hükümet yalnızca bir taban sınır koyarken, eyaletler bu sınırın ne kadar üzerine çıkabileceklerine kendileri karar verir. Dolayısıyla yaşamak veya çalışmak istediğiniz eyaletin yerel yasalarını bilmek, kazancınızı doğrudan etkiler.
Benim gözlemim, özellikle yeni gelen göçmenlerin bu farkı hesaba katmadan iş planı yaptıkları yönünde. Oysa eyalet seçimi, aynı işi yaparken yıllık gelirde kayda değer bir fark yaratabilir.

2025 İtibarıyla Eyaletlere Göre Asgari Ücretler
Amerika’da asgari ücret oranları, bölgesel ekonomik dengesizliklerin açık bir göstergesi diyebilirim. Aşağıdaki tablo, 2025 yılı itibarıyla öne çıkan bazı eyaletlerdeki saatlik ücretleri özetlemekte ve bu dengesizliğe ışık tutmaktadır:
| Eyalet / Şehir | 2025 Asgari Ücret (Saatlik Dolar) | Açıklama |
|---|---|---|
| Kaliforniya | 16,00 | Ülke genelinde en yüksek taban ücreti uygulayan eyaletlerden biri. |
| Washington | 16,28 | Eyalet genelinde yıllık enflasyon oranına göre güncellenir. |
| New York City | 16,50 | Yaşam maliyeti yüksek olduğu için özel düzenleme uygulanır. |
| Florida | 13,00 | 2026’ya kadar kademeli olarak 15 dolara çıkacak. |
| Teksas | 7,25 | Federal oranın üzerinde düzenleme yapmamıştır. |
| Illinois | 14,00 | Chicago’da 15 doları aşmaktadır. |
| Massachusetts | 15,00 | Eyalet genelinde tek tip asgari ücret uygulanır. |
| Nevada | 12,00 | Sağlık sigortası sunan ve sunmayan işverenlere göre değişir. |
Dediğim gibi bu tablo, eyaletler arasındaki gelir makasının açıklığına delalet ediyor. Örneğin Kaliforniya’da tam zamanlı bir çalışan yılda yaklaşık 33.000 dolar kazanırken, Teksas’ta aynı kişi 15.000 dolar civarında gelir elde edebiliyor. Bu fark yalnızca maaşta değil, yaşam standardında da kendini ortaya çıkarabiliyor.
Dolayısıyla “yüksek asgari ücret” her zaman “daha iyi yaşam koşulu” anlamına gelmez. Zira örneğin New York gibi şehirlerde kira, ulaşım ve temel ihtiyaç fiyatları ülke ortalamasının çok üzerindedir ve yüksek asgari ücretliler için bile kalburüstü bir yaşam sürmek zordur.
Asgari Ücretin Ekonomik Dinamikleri ve Göçmen Çalışanlara Etkisi
Asgari ücret politikaları, yalnızca bireysel kazancı değil, genel ekonomik dengeyi ve işgücü hareketliliğini de şekillendirir. Ücret artışı çalışanların gelirini artırırken, küçük işletmelerin maliyet yükünü de yükseltir. Bu nedenle ABD’de asgari ücret tartışmaları çoğu zaman ekonomik dengeyle sosyal adalet arasında bir çizgide yürür.
Dengeli bir ücret artışı özellikle düşük gelirli grupların yaşam kalitesini yükselterek tüketim gücünü artırır. Bu da uzun vadede ekonomiye canlılık kazandırır. Fakat dengesiz artışlar, bazı küçük işletmeleri zora sokabilir veya istihdamı azaltabilir.
Göçmen çalışanlar açısından bakıldığında, asgari ücret yalnızca gelir seviyesini değil, vize stratejilerini de etkiler. Özellikle H-1B, H-2B, J-1 ve E-2 gibi çalışma vizelerinde, prevailing wage (mesleki ortalama ücret) kavramı devreye girer.
Prevailing wage, belirli bir pozisyonda çalışanların ortalama maaş düzeyini gösterir. Yani işveren size yalnızca asgari ücreti değil, o meslek için tanımlanmış ortalama ücreti ödemek zorundadır. Bu fark, vize onay sürecinde belirleyici bir faktördür.
Bir örnek vermek gerekirse; New York’ta bir yazılım mühendisi için ortalama saatlik ücret 60 doların üzerindeyken, Teksas’ta aynı pozisyon için 45 dolar civarındadır. Bu fark, sadece eyalet ekonomisini değil, göçmenlerin hangi bölgelerde çalışmayı tercih ettiğini de belirler.
Benim gözlemim, birçok başvuru sahibinin asgari ücret ile prevailing wage kavramlarını karıştırdığı yönünde. Oysa bu iki terim birbirinden tamamen farklıdır. Asgari ücret yasal bir tabandır; prevailing wage ise meslek ve bölge bazında değişen piyasa ortalamasıdır. Bu farkı doğru anlamak, hem vize sürecinin sağlıklı ilerlemesini hem de gelir planlamasının gerçekçi olmasını sağlar.
Bu yazımıza da göz atın: İşveren Sponsorluğuyla Green Card (PERM) Başvurusu Nedir, Nasıl Yapılır?
Amerika’da Asgari Ücretin Geleceği
Son yıllarda Fight for $15 olarak bilinen toplumsal hareket sayesinde birçok eyalet, asgari ücreti kademeli olarak 15 dolar ve üzerine çıkarma kararı aldı.
Bu eğilim, önümüzdeki birkaç yıl içinde ülke genelinde daha dengeli bir ücret standardı oluşacağını gösteriyor. Ancak ekonomik koşullar, enflasyon oranları ve siyasi tercihler, bu artışların hızını doğrudan belirleyecek. Benim öngörüm, 2030’a kadar federal düzeyde asgari ücretin 10 doların üzerine çıkacağı yönünde. Çünkü hem yaşam maliyeti hem de işgücü arzı bu güncellemeyi kaçınılmaz hale getiriyor.
Öte yandan, uzaktan çalışma eğiliminin güçlenmesiyle birlikte yüksek maliyetli şehirlerden düşük maliyetli eyaletlere göç hızlanıyor. Bu durum, yerel ekonomilerin yeniden şekillenmesine ve ücret politikalarının yeniden dengelenmesine yol açacak.
Özetle, Amerika’da asgari ücret, yalnızca ekonomik bir veri değil; aynı zamanda toplumun gelir adaleti anlayışını yansıtan bir ölçüm aracıdır. Eyaletler farklı düzenlemelere sahip olsa da, ortak amaç çalışanların emeğinin karşılığını almasını sağlamaktır. Benim tavsiyem, Amerika’da çalışmayı planlayan herkesin eyalet bazında araştırma yapması, iş tekliflerini buna göre değerlendirmesi ve yaşam maliyetini hesaba katmasıdır. Unutmayın, yüksek maaş tek başına yeterli değildir; asıl fark, kazancınızın yaşadığınız yerdeki değeriyle ölçülür.
Eğer siz de Amerika’da çalışma planı yapıyor veya hangi eyaletin sizin için en uygun olduğunu analiz etmek istiyorsanız, bize info@grapelaw.com adresinden ulaşabilirsiniz. Amerika’da sadece bir işe değil, sürdürülebilir bir yaşama adım atmanız için size yardımcı olmaktan memnuniyet duyarız.




